Ampütasyon bir uzvun kesilmesini ifade eder. Cerrahi olarak yapılan bir işlemdir. Uzuv kesilmesini tanımlayan bu operasyon ampütasyon olarak bilinir. Bazı vakalarda parmaklar, ayak ya da uzvun bir kısmı canlılığını kendinden yitirebilir. Bu duruma kendiliğinden ampütasyon denir ve oto-ampütasyon olarak adlandırılır. Yapılan tüm ampütasyon işlemlerinde hastanın uzvunu kaybetmeyecek tüm tedaviler denenmiştir. Ampütasyon alınan son tedavi kararıdır.
Reklam Alanı
Vücudumuzdaki her uzvun, her dokunun, her parçanın kendi içinde farklı özellikleri vardır. Bu nedenle hiçbirinin kaybı karşılaşılması istenen bir durum değildir. Ancak bazı vakalarda bir uzvun kesilmesi kaçınılmaz bir sonuç olabilir. Bir uzuv tamamen canlılığını yitirmiş ise tercih başvurulan tedavi yçntemi ampütasyondur. Aynı şekilde hasta kangren durumu ile karşı karşıya kalırsa ya da dokularının büyük kısmı geri dönülemez biçimde canlılığını yitirirse ampüte edilmesi zorunlu hale gelir.
Büyük kemik ve eklem ampütasyonu bir bacağın dizden itibaren kesilmesi olarak ifade edilir. Majör ampütasyon olarak da adlandırılır. Canlılığını kaybetmiş bir dokuya akan taşınmadığı için besin, oksijen ve vücudu mikroplardan koruyacak akyuvarlar da bu dokuya artık ulaşamaz. Böyle bir durumda ölü dokularda üreyen mikroplar için bu dokular mükemmel bir ortam oluşturur. Bu dokular uzaklaştırılmaz. Hasar gören uzuvlar ampüte edilmezse bu alanda üreyecek mikroplar sadece komşu dokuları tehdit etmekle kalmaz aynı zamanda yaşamı da tehdit eder.
Hastanın topuk seviyesini aşan ampütasyonlara büyük ampütasyon denir. Özel durumlar hariç diz ekleminden geçen ampütasyonlar sayılmaz. Bunlara da diz altı ya da dizüstü ampütasyon adı verilir. Diz altı ampütasyonlar, sonradan protez kullanımı da dikkate alınarak planlanır. Bacağın 1/3 üst kısmına yakın olacak şekilde büyük kemik ve eklem ampütasyonu tedavisi gerçekleşir. Yumuşak dokuların kemiği tam olarak kaplayabilmesi için kemiğin yumuşak dokulardan daha üst seviyeden kesilmesi gerekir. Böylece yumuşak doku kemiğin üstünü tamamen örter.
Reklam Alanı
Enfeksiyonun ya da kangrenin kemiğin üstünü kapatacak yumuşak dokulara kadar gelmesi halinde dizaltı değil, dizüstü ampütasyon seçeneği de devreye girmek durumunda kalabilir. Diz ekleminin korunmak hastanın yürüme fonksiyonu için son derece önemli bir karardır. Bu nedenle büyük kemik ve eklem ampütasyonu tedavisinde dizaltı ampütasyon dizüstü ampütasyondan daha konforludur. Ancak, genellikle hastanın damar tıkanıklığı yaşaması durumunda ampütasyon dizüstüne çıkabilir.
Damarları tıkalı olan bir hastaya dizaltı ampütasyon uygulanırsa, ampütasyon güdüğü iyileşmez. Daha da ileri safhada hastanın tekrar ampüte edilmesi riski gelişebilir. Genellikle bu tip durumlarda hastaların genel sağlık durumu tekrarlayan ampütasyon operasyonunu kaldıracak durumda olmaz. Bazı durumlarda hastanın yaşamını kurtarmak için ampütasyon kalça eklemine kadar gelmek zorunda kalır.
Bir cerrah için ampütasyon en son başvurulan yöntemdir. Doktor büyük kemik ve eklem ampütasyonu kararı alırken dokuya, uzva, hastalığa ve hastanın genel sağlık durumuna ait birçok durum en ince ayrıntısına kadar atlanmayacak şekilde değerlendirilir. Cerrahın temel konusu hastanın yaşamını dikkate almaktır. Yaşamı tehdit eden bir uzun söz konusu ise acil önlem alınır. Ancak uzuv kesildikten sonrası da değerlendirilmesi gerekir. Bu süreçte ampütasyondan sonra uzuvdan beklenen fonksiyonun eskisi gibi olmayacağı biliniyor olsa da, görevlerini olabilecek en iyi şekilde yerine getirebilmeleri son derece önemli bir konudur.
Parmakların ampütasyonunda, yürüme fonksiyonuna olan katkıları çok önemlidir. Sırlamada en önemli parmak başparmaktır. Başparmağı, serçe parmak ve diğerleri takip eder. Başparmak korunabiliyorsa, diğer parmakların kesilmesinde yürüme sırasında çok büyük bir sıkıntı yaşanmaz. Kemiklerin görevi sadece vücudun sağlam iskeletini oluşturmak değildir. Eklemler sayesinde hareketlilik sağlanır. İki kemiğe de yapışık olan kaslar, kasıldıklarında bir tarafa doğru çekerek, kemiklerde sağa sola ya da aşağı yukarı hareket eylemi gerçekleşir.
Reklam Alanı
Büyük kemik ve eklem ampütasyonu seviyesinde kasların kemiğe yapıştıkları yere ulaşmazsa, güdük adı verilen kalan parça, eski hareketliliğini sürdürmeye devam eder. Ampütasyon kasın kemiğe yapıştığı alanı da içine alıyorsa, kalan kısım hareketsiz kalır. Bazı hastalarda ileride ayağın şeklinin bozulması ihtimaline karşılık, karşı taraf kasları da gevşetmek gerekebilir.
Bir cerrah ampütasyon seviyesini tespit ederken, hangi seviyeye çıktığında ne gibi durum ortaya çıkaracağını da iyi hesaplar. Parmak seviyesini aşan durumlarda, ayağın ön kısmının ampütasyonu yapılmışsa, hastanın hiç olmazsa normal bir ayakkabı ile yürümesi sağlanır. Büyük kemik ve eklem ampütasyonu karar alınacaksa, hasta özel bir ayakkabı giymeye razı olur. Ancak, cerrah hiç olmazsa hastanın kendi topuğu üzerine basması için gerekli çalışmaları yürütür.
Hastanın yaşadığı enfeksiyon ya da kangren seviyesi ne olursa olsun, çok önemsiz bir uzvun ampütasyonuna bile doktor karar veremez. Hastanın bilincinin açık olmadığı, yakınlarının olmadığı, hastanın yaşamının açıkça tehlikede olduğu durumlar dışında büyük kemik ve eklem ampütasyonu kararı tamamen hastaya aittir. Yaşanan durum karşısında doktor hastaya tıbbi durumu, ampütasyon yapılması ya da yapılmaması durumunda riskleri açık bir şekilde ifade eder. Tedavi edilmeyen uzuv sıkıntılarında yaşanacak kayıpları, başka tedavi seçeneklerini, bunların avantaj ve dezavantajlarını açıkladıktan sonra karar hastaya bırakılır.
Reklam Alanı
Hastanın durumu bunları kavramaya yeterli değilse, hasta yakınlarına bu durum açıklanır. Hasta ve yakınlarına ampüte kararını düşünmeleri ve emin olmaları için belli bir süre verilir. Büyük kemik ve eklem ampütasyonu için hastanın rızası alınması şarttır. Bu işleme tıp alanında “aydınlatılmış onam” adı verilmiştir. Aydınlatılmış onam olmadan bir işlemin uygulanması etik olarak da yasal olarak da imkansızdır.
Ampütasyon bir hastanın tedavisinde son seçenek olarak değerlendirilen, maalesef istenmeyen bir sonuçtur. Hasta ve yakınları ampütasyonu tam olarak anlamalı ve kararını ona göre vermelidir. Ancak bazı durumlarda hastanın taşıdığı ölüm yaşam riskini ortadan kaldırmak için, bazen hastalığın ilerlemesini engellemek, bazen uzvun fonksiyonunu kurtarmak için oldukça değerli bir tedavi seçeneğidir. Yine de her zaman son kararı hasta verecektir.
Reklam Alanı
Reklam Alanı