Mesane; insan vücudunun en önemli organlarından biri olan böbreklerin süzdüğü idrarı depolarayak, kasılma hareketiyle vücut dışına atılmasını sağlayan organdır. Öyle ki mesanenin iç yüzeyi de kendisine özgü olan bir hücre tabakasıyla örülmüştür. Mesane kanseri ise; söz konusu hücre tabakasının kontrolsüz bir şekilde çoğalmasıyla, sağlam dokuları işgal etmesidir. Genel olarak 65 yaş üzerindeki kişilerde görülen mesane tümörleri, herhangi bir ağrı olmaksızın idrarda kanama görülmesiyle kendisini belli ediyor. Aynı zamanda kadınlara oranla erkeklerde daha sık görülen bu hastalık, için bilinen en büyük risk faktörü sigara olarak bilinir. Eğer mesanede oluşan tümör kötü huylu ise mesane kanseri şeklinde de nitelendirilebilecektir. Mesane kanseri %70 oranında öldürücü bir hastalık değildir, ancak tedavisi yapılsa dahi yeniden nüksetme ihtimali çok yüksektir.
Mesane tümörünün nedeni ne yazık ki kesin olarak bilinmemektedir. Ancak bazı risk faktörlerinden söz edilebilir. Mesane tümörüne neden olan bazı faktörleri şu şekilde sıralamak mümkün olacaktır;
Reklam Alanı
Tüm bunların dışında, aile üyelerinde mesane kanseri bulunuyorsa, kronik mesane enfeksiyonu geçirilmişse, yeterli sıvı tüketmemek ya da uzun süre boyunca idrar tutmak, fazla miktarda yağ ve katkı maddesi içeren besinleri sık tüketmek ve başka bir kanser hastalığı nedeniyle kemoterapi almak da mesane tümörü oluşumuna sebebiyet verebilmektedir.
Reklam Alanı
Mesane tümörü eğer kötü huylu ise mesane kanseri demektir. Mesanede tümör oluşmasından sonra, insan vücudu çeşitli tepkiler verir. Bu tepkiler aslına bakıldığında hastalığın belirtileri olarak nitelendirilir. Mesane kanseri vakalarında hastaların büyük bir kısmı kırmızı renge yakın ve genel olarak da ağrı olmadan idrar yapmaktır. Buna tıp dilinde makroskopik hematürü ismi verilir. Hastalığın ilerlemesine bağlı olarak ortaya çıkan diğer belirtiler ise şunlardır;
Mesanede bulunan tümör kötü huylu ise başka organlara metastaz yapma ihtimali de göz önünde bulundurulmalıdır. Böyle bir durum ortaya çıktığında tümörün başka organ ve dokulara sıçramasıyla yeni semptomlar ortaya çıkar. Mesela; kanlı balgam ya da öksürük gibi şikayetler gelişebilir. Bu gibi şikayetlerin ortaya çıkması durumunda hemen alanında deneyimli uzman bir Ürologtan yardım alınması şarttır.
Reklam Alanı
Mesane tümörü eğer kanser riski taşıyorsa hekimler ilk aşamada hastaların tıbbı öyküsünü dinler. Akabinde detaylı bir fizik muayenesi gerçekleştirilir. Mesane Tümörü, için en çok kullanılan tanı yöntemi ise Sistoskopi olarak bilinir. Sistoskopi işlemi için ilk aşamada hastaların idrar yolundan ince ışıklı cerrahi bir alet yardımıyla mesanenin sistoskopide görülür. Görüntülenen alanda doktorun uygun görmesi durumunda ve şüpheli doku varsa parça alınır. Mesane tümörü tanısı konulmasında tercih edilen bir diğer yöntem ise görüntüleme testleri olacaktır. Görüntüleme testleri kanser belirtileri ve çevre dokuları değerlendirmek adına böbrekler, üreterler ve karın bölgesinin geri kalan bölümünün incelenmesi sağlanacaktır. Ancak en çok kullanılan yöntem Sistoskopi olacaktır. Bu işlem anestezi altında gerçekleştirilir. Yapılan pelvik muayene sonrasında hem üretra hem de mesane başarılı bir şekilde değerlendirilebilecektir.
Mesane tümörü iyi huylu ise doktorlar gerekli tanı ve tedaviyi yaptıktan sonra ilaç tedavisine başlar ya da uygun görülmesi durumunda cerrahi yöntemine başvurulur. Ancak mesanedeki tümör kötü huylu ise yani mesane kanseri gelişmişse tedavi sürecinin planlanmasında öncelikle hastalığın kas dokusuna sıçrayıp sıçramadığı kontrol edilir. Hastalık kas dokusuna sıçramamışsa, lezyon endoskopik yöntemlerle çıkarılabilir. Ek olarak ise hastanın risk seviyesine göre mesane içi BCG uygulaması yapılır. BCG uygulaması, %40 oranında başarı sağlar. İşlem bitiminde hastalarda; halsizlik, ishal, kas yorgunluğu, bulantı, ağrı hisse ve de kusma gibi yan etkiler ortaya çıkabilmektedir. Mesane tümörlerinde cerrahi işlemler de uygulanabilmektedir. Ancak cerrahi operasyonlar genel olarak kanserin evresi ve bulunduğu alana bağlı olarak tümörün bir kısmının veya tamamının çıkarılması şeklinde uygulanır. Eğer mesane tümörü kas dokusuna yayılmışsa radikal sistektomi yönteminden faydalanılır. Radikal Sistektomi, cerrahi bir operasyondur. Mesanenin yan tarafından lenf nodları ve çevre dokuların çıkarılması şeklinde gerçekleştirilen bu cerrahi müdahale sonrasında tedaviyi desteklemek adına kemoterapi de uygulanabilecektir. Mesane tümörü tedavisinde tercih edilen bir diğer tedavi yöntemi ise; yüksek enerjili ışınları kullanmaktır. Söz konusu tedavi ışın tedavisi olarak da nitelendirilebilir. Gerçekleştirilen radyoterapi uygulamaları genellikle cerrahi müdahalelerin tercih edilmediği durumda ve bu tür girişimlere uygun olmayan kişilerde kullanılmaktadır. Mesane tümörü tedavisinde kullanılan bir diğer yöntem ise TUR olarak da bilinen Transüretral Rezeksiyon işlemidir. Bu operasyon, oluşan tümörün kendisinden olabildiğince büyük parça alınarak küçültülmesi işlemidir. Yine bu tedaviye ek olarak da kemoterapi ya da radyoterapi uygulaması yapılabilir. Yapılan müdahalelerin sonlandırılmasından sonra hastalar düzenli aralıklarla kontrol edilmelidir. Hekimler tarafından yapılan düzenli kontrol ve takipler sayesinde, tümörün tekrarlaması durumunda çok daha hızlı müdahale gerçekleştirilir. Kas dokusuna kadar ilerlemiş olan ancak lenf bezi ve diğer organlara yayılmamış olan tümörlerde ise uygulanan radikal sistektomi ile mesane, prostat ve ilgili alanında etrafında yer alan lenf bezleri alınabilmektedir. Bunun yanı sıra hastaların idrarını depolayacağı yeni bir mesane ya da doğrudan cilde yerleştirilen bir torbaya iletmek adına bağırsaklar kullanılır ve uygun alana kese yapılır. Operasyonun tamamlanmasından sonra hastalar günlük yaşamlarına kısa süre içerisinde geri dönebileceklerdir.
Reklam Alanı
Reklam Alanı