Kalın bağırsağın son kısmına rektum adı verilir. Makat kaslarının üzerinde 15 santimetrelik bir bölüm rektum bölgesidir. Rektum kanseri bu bölgede yaşanan hastalıkların başında gelir. Dünya genelinde yılda 1 milyondan fazla kişiye rektum kanseri teşhisi konmaktadır. Ülkemizde ise her sene yaklaşık 30.000 kişi rektum kanseri teşhisi ile tedavi göremeye başlamaktadır.
Türkiye’de her iki cinste de en sık görülen 3.kanser olan rektum kanseri, erkeklerde kadınlara oranla daha sık görülür. Hangi yaşlarda daha yoğun olduğu incelendiğinde; 40 yaş üzerinde görülme sıklığı artış gösteren rektum kanseri, her yaşta görülebilir. En sık teşhis konuşan yaş grubu ise 70 yaş ve üzeridir.
Aile bireylerinde rektum kanseri öyküsü; kanser teşhisi konan hastaların % 6-8’inde ailede bağırsak kanseri öyküsü görülmektedir. Aile bireyleri içinde birinci derece akrabalardan birinde rektum kanseri öyküsü yaşandıysa ailenin diğer bireyleri için risk 2.5 kat artar. Ailede birden çok kişide rektum kanseri varsa, risk 4 kat artar. Aile bireylerinde kalın bağırsak kanseri yaşamış olan kişiler, 40 yaşından itibaren kolonoskopi ile taramaya başlaması gerekir.
Kalın bağırsak poliplerinin varlığı; rektum kanserleri teşhislerinin beşte birinde kalın bağırsak polipleri görülür. Kalın bağırsağında polip teşhisi konan kişilerin rektum kanseri yönünden riski, sağlıklı kişilere göre 3 kat daha fazladır. Polip teşhisi konan kişilere minimum 1 maksimum 3 yıl içinde kolonoskopi ile kontrol yaptırması önerilir.
Kalıtsal kolorektal kanser; rektum kanseri vakalarının % 5-7’sinda görülen bir durumdur. Kalıtsal kolorektal kanser türünde kromozomlarda bozukluk vardır. Bu durumdaki hastalarda normal bireylerdeki kadar polip olmasına rağmen kanserleşme eğilimi daha fazladır. Aynı zamanda diğer organlarda da kanser gelişim riski yüksektir. Bunun için sistematik multidisipliner takip yapılması gerekir.
Ailesel adenomatöz polipozis (FAP); ailesel adenomatöz polipozis (FAP) kalıtsal yolla iletilen bir hastalıktır. Genetik mutasyon ile ortaya çıkan bu durum, kalın bağırsak kanserleri valkalarının yaklaşık % 1’ini oluşturur. Ebeveynden çocuklarına kalıtsal yolla geçer. Böyle bir durumda kalın bağırsakta çok sayıda polip yer alır. Tüm kalın bağırsakta kanser görülme riski yüksektir.
İltihabi bağırsak hastalığı; rektum kanseri teşhisi konan hastaların %1’nde iltihabi bağırsak hastalığı öyküsü görülür. Kolonoskopik takip gerektiren bu durum 2 yılda bir mutlaka yapılmalı ve takip sırasında biyopsi alınması gerekir. Biyopsi sonucuna göre kanser öncesi değişimler teşhis edilirse, hastalığın yayılımını engellemek için kalın bağırsağın alınması önerilebilir.
Yanlış beslenme; yağlı ve kırmızı et bakımından zengin bir beslenme programı olan kişiler rektum kanseri açısından risk taşır. Liften zengin ve hayvani yağdan yoksun bir diyet programı ise rektum kanseri riskini azaltır. Sağlıkla her besinden dengeli bir şekilde tüketmek doğrudur.
Alkol ve sigara; her çeşit kanser için risk faktörü olan alkol ve sigara rektum kanserinde de ilk sıralarda yer alır.
Yaş; rektum kanseri görülme oranı 40 yaş ile birlikte artmaya başlar. 40 yaşından itibaren her 10 yılda bir hastalığın görülme olasılığı ikiye katlanır. Rektum kanserinin 70 yaş ve üzerinde daha sık görülür. Gelişmiş kalın bağırsak kanser öyküsü; rektum kanseri teşhisi konan hastaların % 2-5’inde geçmişte farklı bir bölgede kalın bağırsak kanseri de gelişmiş olabilir. Kalın bağırsak kanseri atlatan hasta grubunun bir yıl sonra kolonoskopi ile kontrollerinin yapılması şarttır.
Rektum kanseri belirtileri çeşitli şekillerde ortaya çıkabilir. Bazı vakalarda ise rektum kanseri hiçbir belirti vermeden rutin taramalarda ortaya çıkar. Rektum kanserinin tipik belirtileri aşağıdaki gibidir.
Her kanser çeşidinde olduğu gibi rektum kanserinde de erken teşhis çok önemlidir. Erken teşhis için rutin tarama programları uygulanmalıdır. Herhangi bir risk faktörü bulunmayan kişiler, 50 yaşından itibaren rutin taramalara başlamalıdır. Erken teşhis rektum kanserinde hayati önem taşır. Kanser riski taşıyan kişiler ise taramalara daha erken yaşlarda başlayabilir.
Bu alanda uzman kişilerce yapılan takip ve incelemeler neticesinde kanser riski taşıyan kişilerin ne aralıkta tarama yapması gerektiğine karar verilir. Rektum kanserinin belirtisi olan makatta kanama ya da yaşanan demir eksikliği sonrasında yapılan kontrollerde rektum kanseri teşhisi konabilir. Tarama programlarında kullanılan ve teşhisi kolaylaştıran en sık kullanılan yöntem kolonoskopi tetkikidir.
Kolonoskopi sırasında yapılan incelemelerde gerek görülürse küçük doku örnekleri alınır. Biyopsi için alınan şüpheli doku örneklerinin laboratuvar analizleri sonucunda rektum kanserinin olup olmadığına dair sonuç alınır.