Kemik kırıklarında kemik kendiliğinden iyileşir. Dolayısı ile yapılan tıbbi müdahalede kemiğin desteklenmesi temel amaçtır. İyileşmeyi hızlandırmak için kırık kemiğe en iyi koşulların sağlanmasına odaklanılır. Tedavide kural, kırık parçaların tekrar yerine yerleştirilmesi ve iyileşene kadar hareket etmemesini sağlayacak sabitleme uygulamaktır. Bu işlemin adı redüksiyondur. Kemiği her hangi bir kesiye gerek kalmadan yeniden konumlandırmak “kapalı redüksiyon” olarak ifade edilir. Kırıkların birçoğu kapalı redüksiyonla tedavi edilir.
Kırık, vücuttaki kemiklerin bütünlüğünün kaybedilmesi durumuna verilen addır. Kemikte yaşanan kırık için kemiğin yoğun bir bir darbe alması ya da uzun süreli tekrar eden küçük darbeler alması gerekir. Yüksek enerjili bir darbe ile gelişen kırık, akut yani ani kırık, küçük darbeler ile gelişen kırık ise stres kırığıdır. Bazı kırıklar vücutta gelişen diğer hastalıklar sonucu kemikte zayıflık olması sebebi ile ortaya çıkar. Kemik erimesi, kansere bağlı kemik metastazı, cam kemik hastalığı gibi hastalıklar sonucu ortaya çıkan kemik kırıkları ise patolojik kemik kırığı olarak adlandırılır.
Kırık ilk oluştuğunda şiddetli bir ağrı ile kendini belli eder. Ağrıya eşlik eden bir şişlik olabileceği gibi kırık, basit bir şişlik olarak da kendini belli edebilir. Darbeyle gelişen ağrı ve şişliğin 1-2 günden daha uzun sürmesi ya da giderek artması doktora başvurulması gereken durumların başında gelir. Doktor gerekli değerlendirmeleri yaptıktan sonra kapalı redüksiyon gibi uygun tedavileri önerir.
Reklam Alanı
Kırıklar özelliklerine göre sınıflara ayrılır. Kırıklarda sıklıkla tercih edilen tedavi yöntemi kapalı redüksiyon yöntemidir. En sık karşılaşılan kırıklar aşağıdaki gibi sıralanabilir.
Yaş Ağaç Kırıkları: Genellikle kırık olarak düşünülmez. Çocuklarda görülen bir kırık çeşididir. Çoğunlukla kemiği oluşturan duvarlar bütünlüğünü yitirmese de eğilmiştir.
Büyüme Kıkırdağı Kırıkları: Çocuklarda görülen bir diğer kırık türüdür. Çocuklarda büyüme kıkırdağı kapanmadığı için darbeyle birlikte ayrılma yaşanabilir. Hasta uzamaya devam edeceği için bu esnada diğer kol ve bacak ile eşitsizliğe sebep olabileceği için dikkatle tedavi edilmesi gerekir. Bu kırıklar gözden kaçırıldıysa ya da geç hasta tedaviye geç kaldıysa, kritik sürenin aşıldıktan sonra kırığa müdahale edilmemesi daha doğru olacaktır. Kırık erken dönemde teşhis edildiyse, ameliyathane şartlarında tedavi edilir. Ayrıca röntgen altında çok dikkatli bir şekilde kırığın yerine oturtulması gerekir. Ameliyatta kırık alan alçıya alınır.
Stabil Kırıklar: Alçı ya da atel ile takip edilebilecek kırıklardır.
Açık Kırıklar: Kırık uçlarının cilt dışına çıkması halinde yaşanan kırık türüdür. Bu kırıklar enfeksiyon açısından ciddi anlamda risk taşır. Genellikle yüksek enerjili darbelere bağlı ortaya çıkar. Açık kırıkların tedavisinde gerekli temizliği yapmadan kırık uçlarının tekrar ciltten içeri itmek yapılacak en büyük hatalardan biridir. Böyle bir işleme başvurmak, dışarıdaki bütün mikropların cildin içine girmesine neden olur ve enfeksiyon riski artar.
Parçalı Kırıklar: Bu kırık tipinde kemik birden fazla parçaya ayrılır. Bu kırıkların tedavisi ciddi uzmanlık gerektirir. Birden fazla kırık tespit yöntemi bir arada kullanılabilir. Birden fazla ameliyata da ihtiyaç duyulabilir.
Eklem İçi Kırıklar: Eklem bölgesinde yer alan kırıklardır. Eklemde 1-2 mm ve üzeri ayrılma durumunda mutlaka cerrahi yöntemle tedavi edilmesi gereken kırıklardır.
Kırık tedavisi ortopedi alanında önemli bir teşkil eder. Kırık tedavileri kendi içinde çeşitlendiği gibi yetişkin ve çocuk kırıklarında uygulanacak tedaviler de birbirinden farklıdır. Kapalı redüksiyon kırık tedavisinde en çok uygulanan yöntemdir.
Reklam Alanı
Alçı ve Atel Uygulaması: Stabil durumlarda, ekleme uzanmayan kırık durumlarında ve yaş ağaç kırıklarında tercih edilen yöntemlerden biridir. Kırık kemik ile beraber kemiğin altındaki ve üzerindeki eklemler de sabitlenir. Böylece kırığın iyileşmesi için uygun ortam hazırlanır. Belli aralıklarla kırıkta herhangi bir kayma olup olmadığı kontrol edilir. Sağlıklı bir kişide kırık kaynama süresi ortalan 6 haftadır. Bu durum çocuklarda 3-4 hafta, bebeklerde ise 1-2 hafta kadar sürer.
Eksternal Fiksatör Uygulaması: Parçalı kırıklarda tercih edilen bir yöntemdir. Ciltte ciddi şişlik ve yara durumunda eksternal fiksatör yöntemi ilk sıradadır. Kırık kemiğe dışarıdan gönderilen kalın teller ve kafesler ile kırık tespiti yapılır. Yapılan müdahaleden sonra kırığın durumuna göre kırık kaynayana kadar takibi yapılır.
Kapalı Cerrahi: Cilde kesi yapılmayan kapalı redüksiyon yöntemidir. Ameliyathanede yer alan anlık görüntü veren röntgen cihazı kontrolünde kemiğe uygun boyutlarda olan teller aracılığı ile kırık tespiti yapılır. Çok parçalı olmayan, stabil kırık durumlarında tercih edilen bir yöntemdir. Kesi yapılmayan kapalı redüksiyon yönteminde kırık uçları görmeden yapılandırılır. Bu yöntem sıklıkla çocuk kırıklarında ya da parmak kırıklarında tercih edilir.
Minimal İnvaziv Cerrahi: Bu yöntem aslında açık cerrahi yöntemi ile aynıdır. Minimal invaziv cerrahi yönteminde cilt kesileri minimum miktarda tutulur. Genellikle kırık hattı açılmadan, kırığın biyolojisi bozulmadan küçük kesiler aracılığı ile cerrahi gerçekleştirilir. Bu teknik aynı zamanda biyolojik tespite de imkan vermesi sebebi ile sık tercih edilir. Hastalara daha erken hareket edebilir ve kırıkta daha erken iyileşme gelişir.
Açık Cerrahi: Kemiğin gözle görüldüğü, kırık hattının tamamen açıldığı cerrahidir. Özellikle diz, ayak bileği, dirsek gibi büyük kemik kırıklarında uygulanır. Cerrahi olarak açık cerrahi tercih edilen durumlarda yine de kırık tespitinde biyolojik yöntem uygulanır. Böylece en az doku hasarı ile kırık onarımı sağlanır. İyileşme süreci de hızlandırılır.
Reklam Alanı
Derinin sağlam kaldığı ancak, kemik bütünlüğünün bozulduğu durumlar kapalı kırıklardır. Bu kırıklarda en çok tercih edilen tedavi türü kapalı redüksiyon yöntemidir. Deri bütünlüğü bozulduğu ve kırık uçlarının dışarı çıktığı durumlar ise açık kırık olarak adlandırılır. Açık kırıkların beraberinde kanama ve enfeksiyon riski de artar. Kırık belirtileri aşağıdaki gibi sıralanır.
Ağrılı bölgeyi tespit etmek için ilk olarak elle muayene yapılır. Kırık çevresindeki damar, sinir, kaslarda yaralanma ve sıkışma gibi durumlar daha büyük riskler oluşturabilir. Parçalı kırıklarda kanamaya bağlı şok da yaşanabilir. Özellikle kapalı kırıklarda kapalı redüksiyon yöntemi ile hastanın şikayetleri ortadan kaldırılır.
Reklam Alanı
Reklam Alanı